Hayallerimize giden yolda kafamızda şu şekilde düşünceler sık sık belirebilir: “Daha yolum var”, “Henüz buna ulaşmak için yeterince donanımlı değilim”, “Bunu şu an yapacak kadar iyi değilim.” Bu hemen hemen herkesin yaşadığı ortak bir histir ve doğruluk payı olabilir. Ama ya öyle değilse?
Hayallerimize ulaşmada hâlâ yetersiz olduğumuzu hissetmek ve daha çok yolumuz olduğunu düşünmek hepimizin deneyimlediği ortak bir his. İster yeni mezun olun, ister kariyerinizde değişiklik yapmaya hazırlanın isterseniz kapıda uzmanlık olsun, hayalinize ulaşmak için yeterince donanımlı hissetmemeniz, özgüven eksikliği yaşamanız normal. Bazen bu doğru olabilir, ama inanın ki çoğu kez bu bir yanılgıdan ibarettir.
İşte hayalinizdeki şirket ya da pozisyon için uygun olmadığınızı düşünerek hata ettiğinizi gösteren 4 neden:
Eğer gerçekten seçtiğiniz alanla ilgili tutku duyan bir çalışansanız, hevesiniz ve merakınız güçlüyse, bu duygunuz aslında pek çok engeli aşmak için yeterlidir.
Tutku, herkesten daha çok çalışmanızı sağlar. Tutku, gerektiğinde yeni beceriler edinmek ve işi doğru yapmak için ekstra emek vermenize neden olur. Tutku, iş arkadaşlarınızı da etkileyeceğiniz ve onlara ilham vereceğiniz anlamına gelir.
Peki ya potansiyel bir işveren bu gerçek tutkunuzu görürse? Bu sizin için altından daha değerlidir. Sizi şirkete neyin çektiğini, tutkunuzu, görevinizle ilgili sizi en çok heyecanlandıran şeyi tüm detaylarıyla yazacağınız önyazıda anlatın.
Pek çok “başarılı şirketin” bu başarı için ne kadar çok zaman, para ve kaynak harcadığına inanamazsınız. Bu tür şirketler genellikle başarının bilinen “eski” yöntemlerine sıkışıp kalmıştır. Oysa bu tür eski sistemler artık mantıklı olmayan eski politikalar anlamına geliyor.
“Deneyimsiz” bir yeni çalışan olarak, kolayca geliştirilebilecek bir keşifte bulunabilir, tam 100 çalışanın hiç fark etmediği ya da körleştiği bir konuyu gündeme getirebilirsiniz. Yeni bir çift göz olmayı başarmanız, gerçek bir değer ortaya koyarak dikkat çekmeniz anlamına gelir.
Bunu bir işe alım uzmanına kanıtlamanın en hızlı yolu, bunu bir şekilde önyazınızda ifade etmenizdir. Şirketi iyi bildiğinizi, nereye gittiğini anladığınızı ve bu yolda yepyeni bir planınız olduğunu anlatmalısınız.
Yeni teknolojileri öğrenmek, yeni taleplere karşılık vermek ya da yeni görevlere uyumlanmak sizi ürkütüyor mu? Merak etmeyin, siz yeni jenerasyonsunuz ve içinde bulunduğumuz bu teknoloji çağında tüm bu beceriler en çok sizin DNA kodunuzda yer alıyor. “Evet, sırada ne var?” sizin sorunuz.
Bunu göstermenin en iyi yolu, sektörünüzde ihtiyaç duyulan tüm en yeni ve etkili becerilerden haberdar olmanızdır. Ve bunu özgeçmişinizde mutlaka detaylıca belirtmelisiniz.
Düşündüğünüzün aksine, gerçek, sağlam, pazarlanabilir becerileriniz var.
O uzun süredir yazdığınız blog, iletişim ve yazma becerinizi geliştirdi. Katıldığınız tiyatro grubu sayesinde kitleler önünde özgüvenle konuşabiliyorsunuz. Bunun gibi örnekler çoğaltılabilir. Sosyal hayatınızda ilgilendiğiniz pek çok hobi ya da uğraşı, size iş hayatında da kullanabileceğiniz değerli beceriler verir.
Gönüllü projelerde, part time işlerde, kamplarda edindiğiniz her deneyim önemli. Hayatta sadece iş deneyimi sahibi olmak kişiyi başarıya ulaştırmaz, bu nedenle bu tür deneyimlerinizi özgeçmişinde belirtmeyi sakın unutmayın.